26 Nisan 2008 Cumartesi

11 Nisan 2008 Cuma

Charlize Theron güzelliği ile trafiği kilitledi

Charlize Theron güzelliği ile trafiği kilitledi

Holywood' un en güzel yıldızlarından biri olan Charlize Theron yeni filminin tanıtımı için Avustralya'nın Sidney kentinde düzenlenen bir geceye katıldı. Sidney Tiyatrosu'na girişte yıldızı görebilmek için araçların durduran 300'e yakın hayranı, büyük bir trafik sıkışlığına neden oldu. Güney Afrikalı Theron "North Country" (Kuzey Ülkesi) adlı filmde maden ocağında çalışan ve şirketine açtığı cinsel taciz davası nedeniyle dışlanan boşanmış bir anneyi canlandırıyor.

Vatan Gazetesi

10 Nisan 2008 Perşembe

Charlize Theron, Monster Filmi Resimleri







Artık sıra başrolde

Artık sıra başrolde

Onu son zamanların en çok ilgi çeken filmlerindeki yardımcı oyuncu rollerinden tanıyoruz. Güney Afrikalı yıldız Charlize Theron balerinlik, mankenlik derken kendini Hollywood'da buldu. Yıldızın Kenya'dan Hollywood'a uzanan ilginç ve acı dolu serüveni, Glamour Dergisi'nin son sayısında yer aldı...

Charlize Theron yorucu bir çalışmayla geçen günün ardından, Hollywood'un en tanınmış Japon lokantalarından birine kapağı atıyor. En çok sevdiği yemekleri çubuklarıyla yerken büyük bir kaseden de saki (japon rakısı) içerek dinleniyor ve yeni bir güne hazırlanıyor. Belki biraz garip gelecek ama Güney Afrikalı Charlize Theron, Japon yapımı her şeye hayran. Deniz ürünleriyle donatılan masasında her zaman bir kaç Japon konuğu oluyor. Genç yıldız saki içerken çevresindekilerle şakalaşmaktan da geri kalmıyor. ‘‘Bu akşam masayı afrodizyak yiyeceklerle donattım. Birazdan masanın üzerinde ilginç şeyler olabilir’’ gibi sözlerle herkesi neşelendiriyor. Bazen öyle bağırarak konuşuyor ki, lokantada herkes susup ona bakıyor.

Charlize Theron için herkesi şaşırtmak hiç de önemli değil. Zaten başkalarının onun hakkında ne düşündüklerine de aldırış etmiyor. Yıllardan beri film çevirmesine rağmen hep ünlü aktörlerin yanında tamamlayıcı oyuncu olarak yer almasına bile pek aldırmıyor. Örneğin Gwyneth Paltrow, çevirdiği filmlerde baş oyuncu olarak anılmayı başarıyor da, şimdiye kadar Charlize Theron'a bu hak verilmedi. ‘‘Şeytanın Avukatı’’ filminin yönetmeni Taylor Hackford, Charlize Theron'un durumunu şu sözlerle özetliyor: ‘‘Charlize, hep ünlü erkeklerin eşi rolüne layık görüldü.’’ Al Pacino ile Keanu Reeves'in başrollerde oynadıkları ‘‘Şeytanın Avukatı’’nda Charlize Theron, Keanu Reeves'in eşi rolündeydi.

Son filmin çekimleri daha yeni bitti

Ama genç yıldız bu yıl, şeytanın bacağını kıracak. ‘‘Tatlı Kasım’’ isimli filmde ilk kez olaylar Charlize Theron'un çevresinde örülüyor. Filmin erkek oyuncusu gene Keanu Reeves. Fakat bu kez filmin bir numaralı kahramanı Charlize Theron. Genç yıldızın canlandırdığı Sara, hiç bir erkekle 30 günden fazla beraber olmayan, aklına estiği gibi yaşamaktan hoşlanan bir genç kadındır. Sara, ölümcül bir kanser türüne yakalanmıştır ve ölmek üzere olduğunu hiç kimsenin bilmesini istemez.

Charlize Theron, senaryoyu okuduğu zaman Sara'ya hayran kalmıştı. Duygularını ve acılarını herkesten gizleyebilecek derecede güçlü bir kadın olmayı doğrusu kendisi de istiyordu. Bu nedenle de ‘‘Tatlı Kasım’’ filmini çevirmek ona büyük zevk verdi. Ancak kanser yüzünden giderek zayıflayan bir kadını canlandırmak kolay değildi. Yıldız çekimler sırasında tam on kilo zayıfladı. Bir deri bir kemik kalmak, yıldızın moralini bozmuştu. Bu haliyle kendini tanımakta güçlük çekiyordu. Savunmasız kalmak duygusu onu ürkütüyordu.

Aslında Charlize Theron, çok küçük yaşta, başkalarından yardım beklememeyi öğrenmişti. Güney Afrika'da Benoni yöresindeki büyük bir çiftlikte geçen çocukluğu acı olaylarla örülmüştü. Gerda ve Charles Theron'un tek çocuğu olan Charlize, annesiyle babası arasında sürüp giden çekişmeden yararlanıp kendi başına buyruk olmuştu. Okulunu bırakıp manken olmaya kalkışması da onun bu özelliğinin bir kanıtıydı.

Güney Afrika'dan gelen acı bir haber

Tam da podyumlara çıkmaya hazırlanırken Güney Afrika'dan gelen bir haber genç kızı çok sarstı. Annesi Gerda Theron, kocasını yani Charlize'in babasını tabancayla vurup öldürmüştü. Charlize hemen Güney Afrika'ya döndü. Annesi tutuklanmıştı ve kocasını öldürdüğünü inkar etmiyordu. Ancak Charles Theron bir alkolikti ve körkütük sarhoş bir halde karısına saldırırken, sabrı tükenen Gerda Theron kocasını öldürmüştü.

Anne Theron, kocasına onu öldürmek amacıyla ateş etmediğini, sadece kendini savunmak istediğini söyledi. Mahkeme, Gerda Theron'u çok hafif bir cezaya çarptırdı. Charlize ise annesinin suçsuz olduğunu düşünüyordu. Bu olaydan sonra anne kız birbirlerine daha fazla yakınlaştılar. Charlize, annesinin yaşadıklarını anlatırken, ‘‘Aynı şey benim başıma gelseydi, ne yapardım bilemiyorum’’ dedi. Gerda Theron, şimdi kızının evinin bir sokak ötesinde tek başına yaşıyor.

Charlize Theron, 1992 yılından beri New York'ta oturuyor. Avrupa kentlerinde mankenlik yapmaktan sıkılınca Amerika'ya göçetmiş. Bir süre bale dersleri almış sonra reklam filmlerinde oynamaya başlamış. Sinemada isim yapmaya çalışırken bir rock topluluğunun solisti olan Stephan Jenkins ile tanışmış. Kısa bir flört döneminden sonra da evlenmişler.

Acaba evlilik Charlize Theron'u değiştirdi mi? Hiç sanmıyoruz. O, gene dilediği gibi hareket ediyor. Canı isteyince, arkadaşlarıyla barlarda sabahlıyor. Aklına eseni yapmasına kocası dahil hiç kimse engel olamıyor. Ama evliliği sevdiğini ve kocasıyla mutlu olduğunu da inkar etmiyor güzel oyuncu. Anlaşılan, Charlize Theron, genç kuşak sinemaseverlerin son gözdesi olmaya bugünlerdeki en yakın aday.


Derleyen Azize Bergin

2001, Hürriyet Kelebek Eki.

Filmlere top model takviyesi

Hem Hollywood'da hem de Yeşilçam'da film endüstrisi podyum güzellerine bel bağladı.

Model olmak için gereken hemen her şey oyuncularda fazlasıyla var. Oyuncu olmak için gerekenler ise modellerde tamamen olmasa da kısmen var denilebilir. Oyun gücü ve yetenek gibi ayrıcalıklar, fizik ve duruş gibi özelliklerin arkasında biraz sönük gibi duruyor artık. Türkiye'de ve dünyada izlenme rekorları kıran pek çok filmde başrol oyuncusuna eşlik eden bir de top model görmek mümkün. Hatta birazcık, olmazsa olmaz gibi...

Modellerin güzellikleri mi daha çekici geliyor, yoksa medyatiklikleri mi? Ya da ilk başlarda amaç sinemaya tamamen farklı bir hava getirmek miydi? Her ne idiyse, artık ok yaydan çıktı. Top modelsiz bir film izleyemez olduk, neredeyse içinde kıyısından köşesinden bir top model olmadan filmin hiç değeri yok gibi. Oysaki bu mevzu edilen filmlerde mesleği oyunculuk olan bir kadın da o rolün hakkını fazlasıyla ve hatta modelden çok daha fazla verebilirdi. Ama artık bir filmin para getirmesini ve ilgi görmesini sağlamak için uygulanan tek yol, çok güzel ve alımlı mankenleri oynatmak oldu. İşin gerçeği, birçoğumuz bir filmin fragmanını izlerken ya da afişini okurken, ünlü bir mankenin veya top modelin ismini görünce ‘‘Vay, vay, vay, bu filme gelmek lazım’’ demiyor muyuz? Yani artık yeni yetenekler keşfetmek ‘‘out’’, mankenleri oynatmak çok ‘‘in.’’ Örnekleri sürüyle... Türk'lerden son örnek ‘Kahpe Bizans’ ve ‘Asansör’ filmlerinde oynayan Demet Şener. Hollywood'da ise bu işin örnekleri çok daha fazla. ‘‘Beşinci Güç’’ ile şöhretinin zirvesine çıkan eski Cerruti modeli Milla Jovovich, ‘‘Austin Powers’’da bizi gülmekten kırıp geçiren Hugh Grant'in sevgilisi Elizabeth Hurley ve son olarak da yeni vizyona girecek birkaç filmde birden oynayan Claudia Schieffer.

Anlayacağınız tüm dünyada sinema ve moda artık değişmez bir birliktelik sergileyecekler.

Yeşilçam’ın modelleri

Demet Şener, Türkiye'nin en popüler mankenlerinden biri. Şu sıralar hem Gani Müjde'nin ‘‘Kahpe Bizans’’ filminde oynuyor, hem de Mustafa Altıoklar'ın ‘‘Asansör’’ filminde. Aslında modelliğe ara vermiş gibi görünüyor, ama bu iki filmden sonra ne olacak bilinmez...

Arzu Yanardağ'ı manken olarak tanıdık. Ardından Mustafa Altıoklar'ın sevgilisi olarak ününe ün kattı. Şimdi de sevgilisinin yönettiği ‘‘Asansör’’ filminde ilk kamera deneyimini yaşıyor. Duyduklarımıza göre oldukça da başarılıymış.

Esra Dop, adı podyumlardaki başarılarından çok skandallarıyla anılan bir manken. Mert Ekren'le bir barışıp bir ayrılan genç kadının yıllar önce Emrah'la başrolü paylaştığı ‘‘Güneşin Battığı Yerde’’ adlı filmi, onun ilk ve son film deneyimi olmuştu.

Esin Moralıoğlu şu sıralar Sinan Çetin tarafından yönetilen ‘‘Pembe Yalanlar’’ adlı filmin çekimleriyle uğraşıyor. Moralıoğlu'nun bir bar şarkıcısını canlandırdığı dizide diğer rolleri Teoman ve Okan Bayülgen gibi isimler paylaşıyorlar. Moralıoğlu önümüzdeki günlerde yine Sinan Çetin tarafından yönetilecek olan ve aynı kadronun rol alacağı ‘‘Mum’’ isimli filmde de oynayacak.

Hollywood’un son trend’i

Cindy Crawford, ilk sinema sınavını verdiği ve William Baldwin'le

birlikte oynadığı ‘Fair Game’’ adlı macera filminde tehdit edilen genç

bir kadını canlandırıyordu. Tabii Baldwin de onu kurtaran yakışıklı

polisi...

Cameron Diaz da sinemaya geçmeden önce hayatını modellik yaparak kazanıyordu. Asıl çıkışını Julia Roberts'la oynadığı ‘‘My Best

Friend's Wedding’’ (En İyi Arkadaşım Evleniyor) ile yaptı.

Milla Jovovich ilk önce ‘‘Return to the Blue Lagoon’’ (Mavi Göle Dönüş), daha sonra ‘‘The Fifth Element’’ (Beşinci Güç) filmleriyle sinemaya hızlı bir giriş yaptı. O artık bir model değil, oyuncu olarak anılıyor.

Kate Moss, 1999 BBC-İngiliz Kısa Film Festivali'nde gösterilecek 23 dakikalık sanat filmi ‘‘Original Copies’’de rol aldı. Ancak bu onun son film deneyimi olmayacak gibi görünüyor.

Shalom Harlow, James Bond filmlerinin ünlü aktörü Pierce Brosnan'la oynadığı ‘‘The Thomas Crown Affair’’le yakında gözönüne çıkacak. Daha önce ‘‘In & Out’’ (Vücut Dili) adlı romantik komedi filminde de görünen top model, ayrıca şu sıralar ‘‘Cherry’’ isimli filmin çekimleriyle uğraşıyor.

Donna Karan'ın ünlü modeli Esther Canadas da Pierce Brosnan ile birlikte ‘‘The Thomas Crown Affair’’ filminde oynayacak.

Claudia Schieffer şu sıralar tüm vaktini film çalışmalarına vermiş gibi görünüyor. ‘‘Desperate but not Serious’’, Robert Downey Jr. ile oynadığı ‘‘Friends & Lovers’’ ve halen çekimleri süren ve Matthew Modine ve Beatrice Dalle ile oynadığı ‘‘The Blackout’’ (Karartma) adlı filmleri çok yakında izleyicilerin beğenisine sunulacak. Bakalım Claudia podyumda olduğu kadar kamera önünde de yetenekli miymiş?

Charlize Theron da Woody Allen'in ‘‘Celebrity’’sinde ilk kamera deneyimini yaşadı. Yine bir modeldi ama bu sefer tüm dünyanın izlediği bir defileye çıktı.

Theron ayrıca dünyaca ün yaptığı ‘‘Devil's Advocate’’ (Şeytanın Avukatı) filminde Keanu Reeves ve Al Pacino ile oynadı. Daha sonra da ‘‘Mighty Joe Young’’ (Bebek Joe) filminde hayvanat bahçesinden kaçan bir gorili kurtarmaya çalışan bir havyansever rolündeydi.

Hugh Grant'in sevgilisi Elizabeth Hurley de artık modellikten çok sinema kariyeriyle ilgileniyor. Birçok filmde küçük roller alan Hurley, son olarak Mike Myers ile başrolünü paylaştığı ‘‘Austin Powers’’la büyük başarı kazandı. Hemen ardından da sevgilisi Hugh Grant’le rol aldığı ‘‘Mickey Blue Eyes’’ı çevirdi.

Eda ÖZELMAS

8 Eylül 1999, Çarşamba, Hürriyet Kelebek Eki.

Charlize Theron Resimleri - Galeri 13