24 Ekim 2007 Çarşamba

Utanmaz Theron

"Onurlu Bir Adam"da oynayan Charlize Theron, dans edebilmek hayaliyle yanıp tutuşurken kendini
Hollywood'un göbeğinde buldu


Devil's Advocate / Şeytan'ın Avukatı'yla yıldızı parlayan güzel Charlize Theron'u en son, entrikacı kadın rolünde Reindeer Games / Soygun adlı filmde izledik. Bu hafta da Robert De Niro'lu, Cuba Gooding Jr.'lı Men of Honor / Onurlu Bir Adam'da izleyeceğiz onu.
25 yaşında Hollywood'un gözdelerinden biri olan Charlize Theron, Güney Afrikalı. Johannesburg'a yakın Benoni'de doğan ve yaşantısının büyük bölümünü çiftlikte geçiren oyuncu "Tüm hayatım boyunca inek pisliğine bastım. Bundan daha doğal bir yaşam süremezsiniz" diyor. Kendisi, mankenlikten oyunculuğa atlayanlardan. Babası Charlie ailenin yol yapım işinde çalışıyormuş. Ta ki annesi onu vurana kadar. Evet doğru okudunuz, Charlize'ın annesi, bir gün babası sarhoş olarak üzerine gelince kendini korumak için babasını vuruyor. Akabinde de işlerin başına geçiyor.
6 yaşından itibaren dans edebilmek için yanıp tutuşan Charlize Theron, 16 yaşına geldiğinde İtalya'da mankenlik yapmaya başlıyor.
Ancak bir süre sonra bundan sıkılıyor. Çıkış yolunu ise New York'ta bale eğitimi almakta buluyor. Fakat başına gelen talihsiz bir sakatlanma sonucu baleyi de bırakması gerekiyor. Belki de iyi oluyor çünkü, bu olaydan sonra Charlize Theron için Hollywood yolları açılıyor.
Bir süre Güney Afrika aksanını düzeltmeye uğraşan Theron, ilk filmi 2 Days In The Valley / Vadide İki Gün'le (1996) bir gecede şöhrete kavuştu. Güzel oyuncu adının dilden dile dolaşmasını ve gerçekten ünlenmesini sağlayan filmi Şeytanın Avukatı'nda ise, Trial And Error / Dava ve Hata ile Tom Hanks'in yönettiği That Thing You Do!'nun arkasından rol aldı. 1999 yılında çevirdiği The Cider House Rules / Tanrı'nın Eseri, Şeytanın Parçası ise bir Oscar adayıydı. 1995'ten beri tam 13 filmde rol alan Theron'un bazı filmleriyse yolda: Jerry Bruckheimer'ın 2. Dünya Savaşı'nı konu alan Pearl Harbour'ı, Keanu Reeves'le ikinci filmi Sweet November / Tatlı Kasım, Robert Redford'ın yönettiği, Matt Damon ve Will Smith'li The Legend of Bagger Vance / Bagger Vance Efsanesi.
Son çevirdiği filmi Bagger Vance'in yönetmeni Redford onun için "Bir karakterin içine derinlemesime dalıyor ve etrafındaki her şeyden sıyrılıyor" diyor.
Onurlu Bir Adam'da Gwen adlı bir kadını canlandıran Theron, altı yıl önce Los Angeles'a gittiğinde cebinde sadece birkaç kuruşu olduğunu hatırlıyor: "Fazla param ve eğitimim yoktu ama başıma gelebileceklerden kesinlikle korkmuyordum". Bu korkusuzluğu da işine
yarıyor. Vadide İki Gün için seçmelere katıldığınıda yönetmen John Herzfeld, oturup Helga'nın vurulduğu sahneyi okumasını istiyor ondan. Oysa kendini yere atıp kıvrana kıvrana okuyor rolü ve Helga'nın ölümüyle yeni bir yıldız doğuyor.
Theron'u The Yards filminde yöneten James Grey ise onun için "Yaptığı işe odaklanmazsanız çok kızar. Muazzam bir oyuncu. Anladığım kadarıyla zor ve ilginç bir geçmişi var. Bu da ondaki duygu yoğunluğunu açıklıyor" diyor.
Hayatın çok kısa olduğunu ve zamanın iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünen Theron,
yüklü iş temposunu hafifletmeye hiç niyetli değil. Sırada bekleyen projesi ise Wakin' Up
In Reno / Reno'da Uyanmak.

@10 Mart 2001, Radikal Gazetesi.

Hiç yorum yok: