3 Haziran 2008 Salı

Rolü için 15 kiloyu cips yiyerek aldı

"Monster / Cani"deki katil fahişe karakteri için gereken 15 kiloyu her gece cips yiyerek alan Charlize Theron bu rolüyle Oscar'a aday. "Şeytanın Avukatı"yla şöhrete kavuşan Theron, bir bankada keşfedilerek oyunculuğa adım attı

En son "İtalyan İşi"nde güzel bir hırsızı canlandıran Charlize Theron şimdilerde "Cani" filmiyle, yedi müşterisini öldüren bir fahişe kılığında karşımıza çıkıyor. Ünlü oyuncu bu filmdeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Küre ödülünün sahibi oldu bile. Sıradaki hedefi ise Oscar.
Theron, "Cani"deki karakteri, gerçek bir kişi olan Aileen Wuornos'u canlandırabilmek için yaklaşık 15 kilo aldı, buz mavisi gözlerine kahverengi lens taktı, cildine sert ve kuru bir görünüm vermek için makyaj yaptı. Wuornos'u çekimler dışında da sigara içişine kadar sürekli taklit etti ve oyununu mükemmelleştirdi. Kilo alabilmek için sürekli cips yiyen oyuncu "Ben zaten cipse aşığım. Özellikle geceleri midemi doldurup hemen yatağa gidiyordum" diyor. Theron'un aldığı kiloları vermesi ise yedi hafta sürmüş ve çok zorlanmış. Onu motive eden ise yeni filmi "Head in the Clouds" için kilo verme zorunluluğu olmuş.

"Hem atletik hem zarif; ayrıca dans edebiliyor"
Doğduğu ülke Güney Afrika Cumhuriyeti'nden 15 yaşındayken ayrılan Theron, 17 yaşına kadar Milano'da, 19'una kadar New York'ta modellik yaptı. Modelliği seven Theron bir gün bir iş için boyunu ölçtüklerinde çok sinirlendi ve bir daha böyle bir şeye izin vermeyeceğine dair kendisine söz verdi. Theron'un çocukluğundan beri çok sevdiği dans hayatı da bileğini kalıcı olarak incitmesiyle 19 yaşında sona erdi.
İşsiz kalan, tek yemeği çaldığı ekmekler olan oyuncunun hayatı bir gün bir bankaya uğramasıyla değişti. Bankadaki görevli memur verdiği çeki bozmayı reddedince çok kızan Theron bağırmaya başladı ve o sırada aynı bankada bulunan ünlü menajer John Crosby'nin dikkatini çekti. Crosby ona kartını verdi. Bu olaydan dokuz ay sonra "2 Days in the Valley" ile Theron'un oyunculuk hayatı başladı ve upuzun bacaklarıyla Hollywood'da büyük etki yarattı. Zaten tanıştığı herkesi etkiliyordu. 1999 yılında çevirdiği "Astronotun Karısı" filminin yazarı Rand Ravich, genç yıldız için "Onunla kahvaltıda tanıştım. Daha kahve gelmeden aradığımızın o olduğunu anlamıştım. Charlize hem atletik, sağlıklı bir genç kız hem de artık Hollywood yıldızlarında rastlanmayan bir zarafete sahip. Hem erotik, hem mutlu, hem kırılgan, hem üzgün... Ayrıca gülüyor ve dans edebiliyor" diyor.

"Kasımda Aşk Başkadır" için de kilo vermişti
Theron 1997 yılında üçüncü filmi "Şeytanın Avukatı"nda Keanu Reeves'in karısı rolünü oynadı ve dünyaca ünlü oldu. Theron 2001 yılında "Kasımda Aşk Başkadır"da tekrar Reeves ile birlikte kamera karşısına geçti. Filmde ölümcül bir hastalığa yakalanmış Sara'yı oynadı. Theron "Sara olmak zordu çünkü diyet yaparak fazlasıyla kilo vermem gerekiyordu. Bu kadar zayıf olmak sanki bir erkek beni kullanıp atmış, ben de kendimi savunamamışım gibi bir duygu uyandırıyordu" yorumunu yapıyor.
Theron'un tek problemi kuvvetli Afrikalı aksanı. Hatta bu aksanı yüzünden sinemada pek şansı olmadığını düşünüyormuş. Şimdi bunu halletmiş ama bu konuda da "Sadece aksanımı kaybettim, kültürümü değil" diyor. (Derleyen: Gökçe Acar)


Annesi, babasını öldürdü
Güney Afrika Cumhuriyeti'nde, ailesinin çiftliğinde büyüyen Charlize Theron "Ben bir doğa aşığıyım. Çiftlikte büyüdüğüm için kendimi çok şanslı hissediyorum" diyor. Ardından sözlerini şöyle sürdürüyor: "Benim oynayacak bilgisayar oyunlarım yoktu. Sadece günde üç saat yayın yapan, tek kanallı bir televizyonumuz vardı. Bebekler ilgimi çekmiyordu. Dışarıda yapacak bir sürü şey buluyordum. Hayal gücü, sahip olduğum tek şeydi. Ben insanların ateşin başında hikayeler anlattığı bir yerde büyüdüm."
Theron'un çocukluk yıllarındaki aşkı danstır. Büyüyünce ünlü bir balerin olma hayaliyle baleye başlar ancak zamanla kendini flamenko yaparken bulur. Sabahtan akşama kadar dans eden Theron, okul yıllarında hiç seks yapmamasını ve uyuşturucuya bulaşmamasını dansın zaten kendisine yasak bir iş yapıyormuş duygusunu vermesine bağlıyor.
15 yaşındayken bir modellik yarışmasına katılıp kazanan Theron, Milano'ya gitmeye hazırlanırken onu çok etkileyen bir olay meydana gelir. Alkolik babası bir gün yine içer ve eve zil zurna sarhoş gelip karısına saldırır. Theron'un annesi Gerda da kocasını vurarak öldürür. Gerda hapse girmez ama Theron bu olayı unutmaya çalışıp soranlara babasının araba kazasında öldüğünü söyleyerek Güney Afrika'dan temelli ayrılır.


Köpekleri ve kuşlarıyla yaşıyor
7 Ağustos 1975'te doğdu. Burcu Aslan. Boyu 1,77. Birçok kez dünyanın en seksi kadınlarından biri seçildi. Sigarayı bırakmak için hipnoterapiye başvurdu. Şimdilerde Los Angeles'taki bahçeli evinde dört köpeği ve kuşlarıyla yaşıyor. Bahçesindeki ağaçtan topladığı portakalları sıkıp sularını içmeye bayılıyor.

Hiç yorum yok: